Taha, gece geç kalanların boş bir evin önünde ortaya çıkıyor. Evin etrafındaki ağaçlar rüzgârla sallanıyor, gölgeleri uzun ve çoğalıyor bir şekilde duvarlara düşüyordu. Kapı, uzun süre kalacak kimse tarafından açılmamış gibi paslıydı ama Taha, merakla içeri girmeyi istiyordu.
Evin içine kayıtlı, her şey sessizdi. Tavanın köşelerinden ince iplikler sarkıyor, dayanıklılığı yerden altından gelen garip sesler kulaklarına çalınıyordu. Taha, merdivenleri çıkmaya başladı. En üst katta bir kapı vardı ve kapının arkasında hiç de normal olmayan bir resim vardı.
Kapıyı açtığında, gözler şaşkınlıkla açıldı. Odanın ortasında bir aynadan başka hiçbir şey yoktu. Ama aynada bir şey vardı. Taha, kendisinden değil, başka bir adam görüyordu. Adamlar, gülüyordu ve Taha ürkmüştü
O an, Taha'nın vücudu donmuştu. Aynadaki adamların gözleri, Taha'nın yüreklerini izliyordu. Adamlar Taha'nın ağzını aradı ve fısıldadı: “Seni içeri almak için izliyoruz…
Favori Kokru hikayesi yazarınız RealQuaresma