Taha, kasvetli bir akşamda köyün mezarlığından mevcut, sisin içinde bir kıpırdama fark etti. Gecenin devamına inatla dolunay, eski mezar taşlarını hayaletimsi bir beyazlığa bürümüştü. Ayaklarının altında çıtırdayan dalların sesi, kendi nefesini bile duymasını engelliyordu. Ancak mezarlığın derinliklerinden gelen bir fisıltı, Taha'yı ürküttü
" Taha... "
Bir anda çıktı bu yankı, kanını dondurdu. Kimseye bir şey belli etmemek için cesurca bir adım daha attı, ama bu kez ayağının altında yumuşak bir şey hissediyor. Eğilip baktığında, bir mezar taşının önüne yerleştirilen toprakta taze bir çukurun kazıldığını gördü. İçinde ise kendi adı yazılı bir tahta vardı.
" Seni bekliyorum... "
Beğeniverin aga
okuyanlar yorum yapabilirmi